Kayıtlar

Şubat, 2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

"Kendisine, Türkiye’de kumaşın tarihini yazan kişi diyorlar. Bir nevi kumaşın Vitali Hakko’su yani."

Selahattin Saydam, yani dayım, Hürriyet'in Kelebek ilavesinde 23 Şubat 2008'de Onur Baştürk'ün köşesinde, kendisine oldukça iyi bir yer buldu. Dayımla gururlandım, övündüm. "Dayı sen o kadar ünlü müydün?" dedim kendime. Daha önce birçok akrabam ile ilgili haber olmuştu gazetelerde ama bu en anlamlısı. Özellikle yazıdaki şu sözler müthiş: "Saydam İtalya’daki kumaş markalarından daha iyi" . Çok güzel. Yazının orjinali için buraya tıklayınız. "Dikiz kafesi, solcu Palette ve Saydam bir davet" başlığı altında.

doğum günüm mü, şükür günü mü?

29 Ocak 1980 'de başlamışım bu yola. Şahitler çok soğuk ve çok karlı bir gün olduğunu söylüyor. Dizboyu kar, bir hastane odası ve BEN... Tam 27 yıl sonra haftalardır kar yağdıramayan metoroloji, Doğumgünüm geldiğini düşünerek karı yağdırdı. Sıradan başlamıştı o gün ama, Hiçte sıradan bitmedi. Akşam yemeğinden sonra veledi öperek çıktık dışarı eşimle, Sinemaya gittik, Film çok güzeldi, Sinemada kimse yoktu, başbaşaydık, Binada hiç seyirci yoktu sadece biz vardık, Ve çok keyifli saatler geçirdik. O kadar güzeldi ki bütün yılın ağırlığı uçtu. Peki sadece ben ve o sinema salonu olsaydı. Ve binada yine yalnız olsaydım. O zaman bu keyif olmazdı. Hayatımı değiştiren kişi sadece yanımda olduğu için, Sadece yanımda sessizce oturduğu için, Sadece mısırları paylaştığı için, Keyifli bir gece, güzel bir doğumgünü geçirdim. O kadar şahaneydi ki, daha sade olamazdı, O kadar doluydu ki, daha yalın olamazdı. Sadece birlikteliğimizi yaşadığımız bir geceydi. Hayat arkadaşım, hayatımın arkadaşı, hayat